Hüzün kokan bir şeyler vardı sende. Gözlerine sinen korkular bir parçan olmuş, bütünleşmişti seninle. Acı gibiydi, hiç bilmediğim, tatmadığım bir acı gibiydi suretin. Parçalıyordu bakışların, öylesine keskin ve öylesine derin. Kıpırtılarla hareket eden dudakların, sessiz çığlıklarının dünyayla buluşmasıydı sanki. Bir şeylere inat nefes alıyormuş gibiydin ya da –mış gibi gözükmek istiyordun. Senin için yaşamak ne demekti, bilmiyordum. Bana çok yabancıydın, çok başka ve zaman geçtikçe aynılaşmıyordun da diğerleri gibi.
Duyduğum en güzel kokuydu hüznün. Hüznün, içinde saklanmak, kaybolmak istediğim tek kokuydu. Belki herkes gibi mutluluklarımızda değil de acılarımız da buluşabilirsek, bunu yapabilirsek, bir şansımız olabilirdi. Bir şans olabilirdi yarımlıklarımızı tamamlayıp bir bütün, bir tam olmamız için. Şans? Şans neydi? Tanrı’nın anlam veremediğimiz oyunları mıydı? Bizi içine koyduğu bu kafeste, arada gülümseyebilmemiz için bize sunduğu küçük hediyeleri miydi? Tanrı’nın bize acıdığı anlar mıydı, avuntumuz olmasını istediği şeyler miydi şans? Şans dediğimiz şey nasıl da kesiyordu zamanı. Kesip atıyordu bir köşeye onu ve artık büyüsünü kaybedince attığı köşedeki zamanı alıp dikiyordu yaşamlarımıza. Yamalarla dolu yaşamlarda nefes alıp vermek kalıyordu bize. Tanrı bu kadar müdahilken hayatlarımıza nasıl cüret edebiliyordu özgürce davranmamızı beklemeye? Tanrı bir yerlerde hata yapıyordu ya da –mış gibi gözükmek istiyordu. Tıpkı senin gibi o da bir şeyleri ya yapıyor ya da –mış gibi gözükmek istiyordu. Sen Tanrı mıydın?
Nefret mi daha gerçekti yoksa sevgi mi? Evet, evet biliyorum sevginin sahtesi olur ama nefretin sahtesi olmaz. Sahi sen neresindesin düşüncelerimin, dile getirdiklerimin. Tam ortasında öylece duruyorsun. Kendinden başka kimseyi umursamamak kolay olmamalı. Kandıramayacağın kadar bir yaşamışlığım var. Biliyorum ki en tam gözükenler en acınası olanlar. Acımak? Acımak erdem miydi? Zavallılıktı acımak. Kendini yüceltmenin en aşağılık yoluydu. Sahi sen hiç o yollarda yürümüş müydün? Hüznünün etrafında dönüyor benliğim. Sana bir sen kadar uzaktayım, çok mu uzak aramızdaki mesafe?
*Görsel DeviantART Guilt by HimawariAngel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder