20 Ağustos 2011 Cumartesi

Anneliğin Farklı Suretleri





Anlamaya çalıştım her şeyden önce. Onu haklı bulabilmek için ufacık da olsa bir neden aradım. Haklı olsun istiyordum, haklı olması gerekiyordu, bunu benim için yapması gerekiyordu. Çok geç değildi, hala bir şansı vardı geri dönebilmek için yaptığı bu yanlıştan. Lüften dedim içimden, lütfen elini tut. Tutmadı, yazık...

Geçip gittiler. Gözlerim takip ediyordu onları. Kız hiçbir şeyin farkında değildi. İyi ki de fark edemiyordu, fark etseydi yaşayamazdı çünkü bununla. Mutlu gözüküyordu, gülümsüyordu. Kısa, düz saçları ve çekik gözleri vardı diğerleri gibi, onun gibi olanlar gibi. Onlardan bir sürü vardı dünyada ve onun hak etmediği muameleyi gören tek kişi olmadığı bir gerçekti, acımasız bir gerçek...

Bir anne ve bir çocuktu onlar. Anne taktığı güneş gözlüğüyle saklanmayı, fark edilmemeyi arzuluyordu. Sertti yüzündeki ifade tıpkı sahip olamadığı annelik duyguları gibi. Down sendromlu bir kızı vardı ve bu yetiyordu onu sahiplenmeyi reddetmesi için. Küçücük savunmasız kızının elini bırakmış, önünden yürüyordu. küçük kız elindeki oyuncak telefonla haşır neşirdi, takip ediyordu bir yandan da annesini. Bir annesi var mıydı gerçekten? Çocuğundan utanarak ondan uzak yürümeye çalışmak, o küçücük masum şeyi yalnız bırakmak yüceltiyor muydu o kadını? Daha mı iyi oluyordu her şey öyle yapınca? Üremek anne olmak değildi, öğrendim. İki bedenin birleşmesi en büyük acı, insanın kendini aşağılamasının en etkili yolu olabiliyordu bazen.

Düşündüm, çocukları arasında seçim yapmak zorunda kalan Afrika annelerini düşündüm. Onlar da anneydi, onların annelikleri de zor, acı dolu bir deneyimdi. Açlıktan yürümeye hali kalmayan çocuklarının ellerini bırakmayan, sıkı sıkı avuçlayan anneleri düşündüm. Haksızlıktı, bir çocuk için en büyük haksızlıktı onu hak etmeyen bir anneye sahip olmak.

Çocuğundan utanan bir anne gördüm ben bugün. Bir anne çocuğundan utanabilir mi? Utanabiliyormuş, elini bile tutmadan çocuğunun önünden yürüyebiliyormuş. Bir anne umarsızca 3-4 yaşlarındaki Down sendromlu kızının elini bırakıp ondan utanırcasına, onun varlığını reddedercesine merhametsiz olabiliyormuş. Down sendromlu bir çocuk kendinden utanan bir annenin varlığıyla da mutlu olabiliyormuş. Otobüs bekleyen bir kız gördüğü bu sahneden utanabiliyor, ilerde o anne gibi olmaktan korkabiliyormuş...



*Görsel DeviantART the down syndrome by borwer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder