29 Haziran 2012 Cuma

Balkon Sefası


BALKON

Çocuk düşerse ölür çünkü balkon 
Ölümün cesur körfezidir evlerde 
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların 
Anneler anneler elleri balkonların demirinde 

İçimde ve evlerde balkon 
Bir tabut kadar yer tutar 
Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen 
Şezlongunuza uzanır ölü 

Gelecek zamanlarda 
Ölüleri balkonlara gömecekler 
İnsan rahat etmeyecek 
Öldükten sonra da 

Bana sormayın böyle nereye 
Koşa koşa gidiyorum 
Alnından öpmeye gidiyorum 

II. Yeni şairlerini de şiirlerini de seviyorum. İnsanı sarsan pek çok nokta ve söyleyiş var bu şiirlerde. Siz de 
sevin!


*Görsel yucedevlet.com 'dan alınmıştır.

27 Haziran 2012 Çarşamba

Keşke Ben Heidi, Heidi Ben Olsaydı!


Çok kıskanıyorum lan seni! Peter gibi tatlı çocuğu da kapmışsın, oh mis. Biliyor musun hani dedenin sana samanların üzerine yaptığı yatak var ya orada bi kez olsun uyumak istedim hep. Hala da istiyorum Heidi!

25 Haziran 2012 Pazartesi

Mutsuzluğumdandır Tüm Bu Zırvalıklar


Güldüm, dedim ulan bunlar ne salak şeyler, işleri güçleri yok herhalde bunların. Eğlenceli, komik ve Fruit Ninja göndermeli. Bi kerecik izle be, beğenmezsen bi daha gelmezsin bile buralara.

Erken Ölüm

Güzeldi ve bitti, bitmemesi gereken bir zamanda, saçmasapan bir nedenle. Bitti, öyle gerekiyordu çünkü. Saygılar!

23 Haziran 2012 Cumartesi

Defolun Buradan Üniversite Hazırlık Kitapları, Hiç Özlenmeyeceksiniz!



Ulan hala inanamıyorum, artık sokaktaki herkes gibiyim, sınav yok, test yok. İstediğin kadar gez, istediğin yere istediğin zaman git. Kötü geçen sınavlara, dershane denemelerine hiç benzemeyen ÖSYM sınavlarına elveda! Dostlar, çok mutluyum, zafer kazanmış bir komutan kadar kabarık şu an omuzlarım.

Bu bi yıl zor geçti, hep nasıl geçtiğini anlamayacaksınız diyorlardı, yalanmış. Uzadı, uzadı ama nihayet bitti. Bu zor zamanlarda, zor denemelerde, gerçek sınavlarda hep yanımda olan ailem, sevgilim ve sevdiğim sanatçılar hepinize teşekkürü borç bilirim. İyi ki varsınız lan!

Sevdiğim sanatçıları ve müzikleri temsilen her ÖSYM sınavı çıkışında ilk dinlediğim olan Good Intent'i seçtim, iyi de yaptım. Bekle Kimbra, seninle randevumuza da çok az kaldı, beklemeyi öğrendim ben...

20 Haziran 2012 Çarşamba

Yoksun Nedenin Yoksa, Yoksun Nedenin Yok



Mutsuz Punk by Yasemin Mori on Grooveshark

Kadın tuhaftı, bir başka. Bir başka üzgündü sanki dünya onunla ve küsmüştü kendine bile kadın. Yalnızdı, yalnızdı ve mutsuzdu. Ölüyordu sessizlikte, sakinliğinde. Dingin bakışlarla süzülemezdi bir adam ve bir aşk yaşanamazdı ufak kırıntılarla. "Küçük dudaklarla büyük çığlıklar atılamaz." derdi annesi. Büyük çığlık? Ne işe yarardı ki bir büyük çığlık? Ne bir adamı aşık edebilirdi bir çığlık ne de bir kadına bir adamı unutturabilirdi. Bir adam? Aşık olunan hiçbir zaman alelade "biri" olamazdı. Sevilen ne "bir adam"dır ne de seven "bir kadın". Aşk araftı. Güzel yalanlara inanmak, ağlamak, önce ölüp sonra dirilmek. Aşk ne çok ufak ne de uzak. Aşk içinde, orada bir yerde, eğer yaşamasına izin verdiysen...


*Görsel vi.sualize.us 'dan alınmıştır.

16 Haziran 2012 Cumartesi

Ben & O, O & Ben: Tam Bi Faciayız


Bazen bir şarkı daha iyi anlatır yaşamınızın sivri uçlarını. O zaman susun ve izin verin, izin verin içinizdeki o darmadağın şeylerin sizin olmayan dudaklarla dünyaya akmasına.

Edit: Oh Land 30 Haziranda Mono Festival'de sahne alacak, kaçırmayın. Daha fazla bilgi için monofestival.com

13 Haziran 2012 Çarşamba

Doğ Ve Öl, Çünkü Öyle Güzelsin!


Her şey her şeyin aynısı, sirkülasyonlar arasında kendinden başka gidecek yeri olmayan insanlar. Kokuşmuş ve tanıdık bir çaresizlik. Herkesin hikayesi aynı, doğ ve öl. Bu kadar basit, anlamamakta neden bu kadar diretiyorsun? Ah evet, biliyorum, biliyorum ölmekten korktuğunu, "herkes gibi". Again & again yaşamak istiyorsun, bilmiyor musun ölümsüzlüğün Tanrılara özgü bir lüks olduğunu? Kimse sana söylemedi mi Tanrıların hep yaşarken insanların hep öldüğünü? Again & again...

1 Haziran 2012 Cuma

Mezun Oldum Lan Ben!


Loser by Beck on Grooveshark

Öyle işte dostlar,bitmez deyip durduğumuz beş yıl ukalaca bir mezuniyet töreniyle son buldu. Yo yo bugün değildi aslında bu mezun olmaca, birkaç gün öncesi. Her zaman olduğu gibi yine sıkıcı olan protokol konuşmaları, samimiyetsiz bir müdür vedası ve faciaya benzeyen bir mezun-sahne kombinesi. Ayakları mahvolan kızlar, evet biri de benim, takımlarının içinde hiçbir zaman o anki kadar havalı olmadıklarını düşünen erkekler, gözü yaşlı, sümüklü ana-babalar, dedeler, nineler daha neler neler...

Bir mezuniyet çok şey demektir. Herkesin bakış açısının farklı oluşunda gizli bu şey zenginliği. Bir mezuniyet artık lise öğrencisi olmamak demektir, üniversite demektir. Kimileri için yeni sevgili, herkes için yeni arkadaş(lar). Sahi hayatının tekil mi çoğul mu olacağına insan kendi karar verir di mi? 

Benim için mezuniyet fiyasko demekti. On küsür cm topukluda boğulmak, hiç beğenmediğim saç ve makyaja en çok ödeyen olarak kuaförden ayrılmak, hiç fotoğraf çektirememek, sevgilinin en önde oturan ailesinin üç üyesinin aynı anda kamera kayıtlarında olmak demekti. 

Çok daha fazlası olabilirdi ama olmadı. Sırada mezuniyet yemeği var, şansımı bi de orada deneyeceğim. Şans dileyin bana dostlar!


*Görsel www.gazetebum.com 'dan alınmıştır.