20 Ekim 2011 Perşembe

Bir Kulağımdan Tutup Hindistan'a Fırlatın Beni, Lütfen




Hepimiz bir tuhafız gerçekten. Yıllarca eğitim görüp, sevdiğimiz şeyleri alıp, tutkularımızı giydirdiğimiz bedenleri tüketip nefes alamamaktan şikâyetçiyiz. Bizde eksik olup da bir türlü tamamlanmayan, hep yarım kalmamıza neden olan o şey de ne? Basitlik, öze dönüş. Karmaşıklıklaştıkça daha kolay çözünüyor, kaçtıkça daha çok yakalanıyoruz. Herkes benim gibi çok mu bunalmış kendine biçilen hayattan bilmiyorum ama ben defolup gitmek istiyorum buralardan. 13 yıldır nasıl bir insan olmam isteniyorsa o ölçülerde yontuluyorum. Herkes kadar vatansever, herkes kadar iyi bir vatandaş olma üzerine donatıldım ben. Özgürleşmek, özü gürleştirmek için 13 yıl beklemek zor, sancılı. 5,5 ay kalmış olan bir sınav başlangıcım, herkes kadar üniversite hayallerim var. İstediğim üniversite değil ki benim. Neden “iyi bir yer”e gelmek, cebimi parayla doldurmak için test çözmek zorundayım ben bu ülkede? Zihinleri körelten bu şeye neden katlanmak zorunda bırakılıyorum? Her şey sorgu süzgecimden geçiyor bu sıralar. İktidara ele geçirmiş bir devleti, halkları kullananları çok eğreti buluyorum. Canım feci sıkkın zaten uzun zamandır. Çok eğleniyor ama bir türlü ruh dinginliğine ulaşamıyorum. Bazen soruyorum kendime Hindistan’da elleri kınalı bir kız olsam daha mutlu olmaz mıydım diye. Olurdum, o zaman kendimden hiç kaçamaz, kaçamadığım kendimi aramak zorunda da kalmazdım. Bir Uzakdoğu yolculuğu ne iyi olurdu doğrusu…


Edit: Hala izlemediyseniz Slumdog Millionaire'ı mutlaka izleyin.


*Görsel www.3ayak.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder