24 Eylül 2011 Cumartesi

Nietzsche Seninle Gurur Duyuyor Evlat!



Dave Grohl, bu adama karşı derinden ve samimi bir şekilde, nedensizce ya da nedenini bilmeden/farkına varamadan büyük bir sempati besliyorum. Grubuna karşı da öyle. Foo Fighters'tan paylaştığım ilk parça The Pretender oldu şu an itibariyle. Sadece bir başlangıç bu dostlar!

Şimdi biraz benim gözümdeki The Pretender'dan bahsedeyim sizlere. Genelde olduğu gibi bu parçanın da klibini sonradan izledim(ne yapalım herkesin bir müzik tüketme tarzı oluyor). Aklıma gelen ilk şey Nietzsche oldu. Sonra da "Her türlü otorite ve kuralı yıkın." diyen Stirner. Daha sonrasında ise "Simülakrlar ve Simülasyon" kitabında simülasyon kuramını uzun uzun anlatan Baudrillard.

The Pretender, iktidara boyun eğenlere sesleniyor, sorgulamadan kabullenenlere, teslim olanlara. "İtaatkar ve kanaatkar olun diyenler sence öyle mi?". Felsefe derslerinde birkaç kez üzerinde durduğumuz bir nokta: Özel araç kullanmak yerine toplu taşıma araçlarını kullanın, trafik sorun olmaktan çıksın diyenleri hiç toplu taşıma araçlarında gördünüz mü? Hayır, ben görmedim. Onlar makam araçlarıyla yollarda zaman kaybetmesin diye bizler toplu taşıma araçlarını kullanmalıyız. Efendine itaat et köle, o her şeyin en iyisine sahip olmalı!

Sizlerden özellikle 2:46 - 2:49 arasına dikkat etmenizi istiyorum. İktidarı savunmak için gönderilen güvenlik güçlerinin birer adları yok, numaralardan ibaretler. Bence bu sahne iktidarı ele geçirenlerin geri kalan herkesi nasıl köleleştirdiğini, ehlileştirdiğini anlatması açısından son derece vurucu. Toplumun emanet edildiği güvenlik güçleri kimi kimden koruyor? İktidarın karşısında ezilen toplumu mu, yoksa iktidarın kendisini mi? Oyun hep aynı, değişmiyor. Çark dönüyor ve önüne geleni yutuyor, yuttuğunun yerine yenisini türetiyor...

Foo Fighters'ın The Pretender'ı işte tüm bunları anlatıyor bana göre. Otoriteye, iktidara baş kaldırıyor. Farkındayım diyor, farkındayım kullanıldığımın, kandırıldığımın ve buna daha fazla izin vermeyeceğim... Bizim uyanma vaktimize çok var mı daha? Durdurun, inecek var...

18 Eylül 2011 Pazar

Cehennemden Yansımalar



Cehennemin tasvirini defalarca kez dinleyerek büyümüş çocuklarız hepimiz. Çocuk olmayı bir kenara bırakmamız gereken zaman gelince kimimiz devam etti onun varlığına inanmaya, diğerlerimiz de varlığını reddetmeye başladı. Hepimizin bir fikri var bu konuda ama sanmıyorum ki varlığı ya da yokluğu hakkında en ufak bir şüphesi dahi olmayan biri olsun. Eğer gerçekten varsa işimiz zor...

Hey!
I can't live in here for another day
Darkness has kept the light concealed
Grim as ever
Hold on to faith as I dig another grave
Meanwhile the mice endure the wheel
Real as ever
And it seems I've been buried alive

10 Eylül 2011 Cumartesi

Bir Ölünün Sesinden Ürperiş...






Yıllar önce bir 24 Ocak, tarihi unutmamam bilgisine yeni vakıf olduğum şey karşısında ürperişimden. Bir yarıyıl tatili ve ben ilk kez Nirvana dinliyorum. İlkim Smells Like Teen Spirit oluyor. Defalarca, bıkmadan dinliyorum... Kurt söyledikçe şu an bir ölünün sesini dinlediğim gerçeği tüylerimi diken diken ediyor ve bu bir ilk. Sesinde sanki öleceğini bilen bir insanın huzursuzluğu var, öylesine içten, öylesine gerçek... O kadar gerçek ki bu gerçek sizi ürpertiyor... Ağlamak istediğimi hatırlıyorum, çok kötü olduğumu. Hayatta insana ansızın dokunan ve unutulamayan anlar vardır ya işte onlardan biriydi benim için ve o anın arkasına saklanan yoğun duygu beni derinden etkilemişti. Bu parçayı ne zaman dinlesem aynı şeyleri hatırlarım... Bir ölünün kimse tarafından duyulmayan çığlıkları...

Nirvana aynı zamanda Grunge ile tanışmış olmam sebebiyle de önemlidir benim için. Böyle bir başlangıç yapmış olmaktan mutluyum. Nirvaana'yı hala dinler ve severim. En çok da Dave Grohl ve Krist Novoselic için üzülüyorum. Tıpkı ölen yakınlarının ardından yaşamaya devam etmek zorunda olan bizler gibi ikisi de Kurt Cobain'siz devam ettiler yollarına. Grubu devam ettirmediler belki ama müzikle uğraşmaya devam ettiler. Dave Grohl, Foo Fighters'ı kurdu ve hala da grubun vokalisti. Krist Novoselic, Sweet 75'ı kurdu ama işler yolunda gitmedi onun için. Geçen birkaç yıl içinde milletvekili olma girişiminde bulundu ve başardı... Her şey, biz ve onlar için çok farklı olabilirdi 5 Nisan 1994'te popülariteden sıkılan kahramanımız intihar etmeseydi(Karısı olan Courtney Love tarafından da öldürüldüğü iddialar arasında)...

Ben Smells Like Teen Spirit'in videoklibini çok sonradan izlemiştim ve beklediğim gibi değildi. Beklentilerimin üstünde ya da altında demiyorum, beklediğim gibi değildi sadece. O yüzden de videoklibi yerine parçanın kendisini paylaştım. Klibi izlemek isteyenler aşağıdaki bağlantıyı ziyaret edebilirler.

http://www.youtube.com/watch?v=hTWKbfoikeg

Edit: Her fırsatta basit melodi dizilişiyle küçümsenen Grunge için Nirvana'nın Smells Like Teen Spirit'in Rolling Stones dergisi tarafından hazırlanan gelmiş geçmiş en iyi 500 parça arasında 9. sırada oluşu eleştirenlere verilebilecek en iyi cevaptır diye düşünüyorum...