Kitap, bilmediğinin farkına varmak, bilmeye aşık olmaktır. Gidemediğin yerlere gitmek, hayal gücünü serbest bırakmaktır. Özgürlüktür kitap tutsak etmeye çalışanlara inatla. İsyandır, başkaldırıştır. Farkındalıktır, bağımlılıktır.
Sloganını çok sevdiğim bir yayınevi var: "Okumak iptiladır, müptelalara selam!"
Küçük Prens'i seviyorum, özlüyorum. Martı'yı, Heidi'yi, Pinokyo'yu...
Seviyorum kitapları. Eski, tozlu sayfaların cildimde bıraktığı alerjiye karşın. İnsanları dinlemeyi seviyorum. İnsanları okuyarak dinlemeyi seviyorum...
Uzun zamandır istediğim kadar okuyamıyor, üretemiyorum. Büyük şehirde yaşayan her insan gibi ben de çok meşgulüm(!). O kadar meşgulüm ki artık kitap okuyacak zamanımın olmayışından oldukça muzdarip ve şikayetçiyim. Bir liste yapıyorum geçen yıldan beri ama başlamak kısmet olmuyor bir türlü. Her şey gibi kitap okumak da üniversite sınavı sonrasına kalıyor. Baudrillard için sabırsızlanıyorum en basitinden. Onunla tanışacağım anı iple çekiyorum...
Ve tekrar hayallerime, düşüncelerime eşlik etsinler istiyorum. Kendi dünyamı onlara açmak, onlarla yol almak istiyorum. Yollarını gözlüyorum ve bilsinler istiyorum: Sizi seviyorum!
Son olarak şunu belirtme gereği duyuyorum: Kitaplar da dostlar gibi iyi seçilmelidir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder