Zaman gibi birini sevmek, gitmesine karşı koyamıyorsun, avuçlarına alamıyorsun. Seviyorsun sadece. Bu sadelik yeterliymiş gibi geliyor. Sadece sevmekle her şeyin üstesinden gelebileceğine inanıyorsun, daha da seviyorsun ve sonra daha da. Sudaki daireler gibi büyürken sevdan suya atılan taş batıyor derinlere. Kayboluyor. Daireler siliniyor yavaş yavaş ama zihnin de yüreğinde inkar etmekte anlaşmış sanki kaybolanları. Yokluğa inanmak zihin için de yürek için de mümkün çünkü. Mümkün kılamadığın tek şey o, o ve küçük mutluluğunuz, size dair olan o mutluluk.
İnsan büyüyor, insan alışıyor, insan ölüyor. Ölmeye alışıyor insan, zamanı gelince her şeye "kabul" diyor. İnsan vazgeçiyor, insan yoruluyor. Utanmadan, yorulmadan seviyor insan ve bazen çok ağlıyor.
*Görsel brokenbeard.com 'dan alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder