19 Şubat 2011 Cumartesi

İncir Reçeli



İsminin bende uyandırdığı tebessümi duygu ve başrol kadın oyuncusunu "Doktorlar" dizisinden tanıyıp çok da sevdiğim için dün gittim bu filme. Fragmanını bile izlememiştim yani herhangi bi beklentim yoktu. Sadece afiş cümlesini biliyordum : "Saklandıkları yerlerden aşk için çıktılar." Film her ne kadar izlemiş olduğum yabancı filmlerden esintiler taşısa da Türk film geleneği açısından yeni bi soluk olarak nitelendirilebilir. Filmdeki esas kızın (Duygu'nun) saçlarının sürekli değişmesi "Eternal Sunshine of The Spotless Mind"taki Clementine'ı anımsatıyor. Filmin konusu tamamen olmasa bile yer yer Keanu Reeves ve Charlize Theron'un başrollerini oynadığı Sweet November' hatırlatıyor. Filmin sonu Türk insanının tabiri ile mutsuz sonla bitiyor. Prens ile prenses kavuşamıyor bu kez. Duygu'nun öldüğü sahnede çalan şarkı gerçekten insanın tüylerini ürpertiyor ve ölümün gerçekliğini, soğukluğunu özellikle de acımasızlığını çok iyi yansıtıyor. Ayrıca bu film beni tanımadığım bir oyuncuyla tanıştırdı. Filmin esas oğlanı(Metin) : Sezai Paracıklıoğlu. Nerelerdeydin sen yahu? "İyi roller için pahalı oyunculara gerek yok!" ancak bu kadar iyi bi şekilde gösterilebilirdi insanlara. Teşekkürler! Filmden cebinize koyacağınız, içinize dokunan cümlelerle çıkıyorsunuz. Melike Güner'i kafamdaki Dr. Zenan rolüyle bütünleştirdiğim için midir bilinmez rolün üstesinden gelememiş gibi geldi bana. Ama yine de yeni, iyi ve devam edilmesi gereken bir şeyler kazandı Türk sineması...

NOT: Filmin soundtracklarını mutlaka dinleyin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder